Bayramiç Evde Masaj-Masöz Esra Hanım

Bayramiç Evde Masaj-Masöz Esra Hanım

Bayramiç Evde Masaj-Masöz Esra Hanım “doğal, anne. Olivia, kutlama iyi geçti mi?” “muhteşemydü.” “Winston nerde?” Olivia omuzlarını silkti. “Dışarılarda bir yerde, Bill Evans’ın ona verdiği palayla oynuyor.” “Gerçek bir pala değildir umarım.” “Eğer öyleyse tanrı destekmız olsun, ” diyerek söze girdi Leydi Rudland. “Pekâlâ Miranda. Seni evine götürelim. Manton yan odada olacaktı.” Kapı aralığından kayboldu, birkaç saniye sonra, elinde Miranda’nın dayanıklı, kahverengi mantosuyla birlikte göründü. “Çıkalım mı, Miranda?” O tanrısal varlık elini Miranda’ya uzattı.

Miranda mantosunun omuzlarını yerleştirdikten sonra elini ona verdi. Tanrım! “Pazartesi günü görüşürüz!” diye bağırdı Olivia. “Fiona’nın dediklerine aldırma. O yalnız aptal bunak bir inek.” “Olivia!” “ama öyle, Anne. Onu bir daha burada görmek istemiyorum.” Olivia’nın erkek kardeşi, onu salondan çıkarırken Miranda gülümsüyordu, Olivia ile Leydi Rudland’ın sesleri gerilerde kalmıştı. “Beni eve götürmeyi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim, Nigel” dedi yumuşak bir sesle. Nigel yine yüzünü buruşturdu. “Ben, ben özür dilerim, ” dedi telaşla, “Size ‘Lordum’ demem gerekirdi, değil mi?” Olivia ile Winston sizden sürekli ilk adınızla söz ettikleri için, ben – ” Zavallı gözlerini yere doğru çevirdi. Onunla birlikteliğinin daha ikinci dakikasında gaf yapmıştı.

Bayramiç Evde Masaj-Masöz Esra Hanım

Bayramiç Evde Masaj-Masöz Esra Hanım Nigel, Miranda’nın yüzünü görebilmek için çömeldi. ” ‘Lordum’ konusunda üzülme, Miranda. Sana bir sır vereyim.” Miranda’nın gözleri büyüdü ve sanki nefes almayı unutmuş gibi onu dinlemeye başladı. “Ben adımdan nefret ederim.” “Bu pek de sır değil. Nig – yani Lordum, kısaca her ne şekilde hitap etmemi isterseniz. Anneniz adınızı her söylediğinde yüzünüz buruşuyor.” Bu söz üzerine Nigel ona bakıp gülümsedi. Bu minik kızı, yüzünde aşırı ağırbaşlı bir ifadeyle boyun eğmez kız kardeşiyle oynarken gördüğünde, sanki kalbini bir şeyler çekiştirmişti. Komik görünümlü minik bir yaratıktı ama duygulu kocaman gözlerinin çok sevecen bir yanı vardı. “Size nasıl hitap edebilirim?” diye sordu Miranda.

Bu direkt tavır gülümsemesine niçin oldu, “Turner.” Miranda bir an cevap vermemeyi düşündü. Gözlerini kırpmak dışında, bütünüyle kımıltısız duruyordu. Sonra sanki nihayet bir karara varmışçasına şöyle dedi, “Güzel bir isim – biraz tuhaf ama ben hoşlandım.” “Nigel’dan çok daha iyi, sence de öyle değil mi?” Miranda başını salladı. “Bu ismi siz mi seçtiniz? Hep insanoğluın adlarını kendilerinin seçmesi gerektiğini düşünürüm. Çoğu insan haiz olduğundan farklı bir şey seçerdi bence.” “Ya sen ne seçerdin?” . “kararlı değilim fakat Miranda değil.