Bayramiç Bayan Masör Hizmeti
Bayramiç Bayan Masör
Bunu sana kim hazırladı sanıyorsun, Sivertsen? Bu arada kendini iyi mi hissediyorsun?” Bayramiç Bayan Masör Sivertsen yutkundu. Bela. Çok büyük bela. “neden bunları bana anlatıyorsun?” diye fısıldadı. Harry omuzlarını silkti. “Waaler yardakçılarına her şeyi anlatmaz, fakat ben birazcık meraklıyımdır. Sen de benim şeklinde büyük resmi görmekten hoşlanmaz mısın, Sivertsen? Yoksa gerçek aydınlanmanın öldükten sonrasında olacağına inananlardan mısın? O süre sorun yok. Fakat ben o denli bekleyemem…”
Sivertsen’in yüzü bembeyaz oldu. “Bir sigara daha?” diye sordu Harry. ‘Yoksa miden şimdiden bulanmaya mı başladı?” Sivertsen o an kasıldı ve tuğla duvarın üzerine yeşil yeşil kustu. Nefes nefese kalmıştı. Harry pantolonuna sıçrayan kusmuklara baktı ve lavaboya gidip biraz havlu kağıt koparttı. Birazcıkını Sivertsen’e verdi. Sivertsen ağzını kuruladı. Ve sonrasında kuvvetsiz kalan başını iki elinin arasına aldı. Nihayet konuşmaya karar verdiğinde sesi ağlamaklıydı: “Eve girdiğimde…
Bayramiç Bayan Masör
Kafam karışmıştı, fakat, doğal olarak, rol yaptığını anlamıştım. Bana göz kırptı ve yüksek sesle hitabının sebebinin onlar bulunduğunu başıyla işaret etti. Neler olup sonlanmış olduğini anlamam birkaç saniye sürdü. Sandım ki… Bende silah olduğu zannedilirse elinden kaçmamı diğerlerine daha basit açıklayabileceğini düşündüm. Onda iki silah vardı. Birisinin benim için olduğunu düşündüm. Birisinin bizi görme ihtimaline karşılık bir tanesini bana vereceğini sanıyordum. Sonrasında o nalet hanım çıkageldi ve her şeyi çok kötü etti.” Harry yine sırtını duvara dayamış anlatılanları dinliyordu. “yani polisin kurye cinayetleriyle ilgili peşinde olduğunu bildiğini itiraf ediyorsun,
öyle mi?” Sivertsen hayır anlamında başını salladı. “Hayır, hayır, ben katil falan değilim. Ben kaçakçıdan tutuklandığımı sanıyordum. Bir de elmaslar yüzünden. Bu vakaya Waaler’ın baktığını biliyordum. O İzden de her şeyin çok kolay olacağını, bir şekilde bu işten kolayca sıyrılacağımı biliyordum. Fakat… “ , Sivertsen bu sefer daha yeşil renkte kustu. Harry ona birazcık daha kağıt verdi. Sivertsen hıçkırıklara boğuldu. “Ne kadar vaktim kaldı?” “Bu sana bağlı, ” dedi Harry. “nasıl doğrusu?” Harry sigarasını yerde söndürdü, elini cebine soktu e kozunu oynadı. “Bunu görüyor musun?” Başparmağıyla işaret parmağı içinde beyaz bir hap tutuyordu. Sivertsen başını evet anlamında salladı. “Yusuf’un Kutsaması’nı içtikten sonraki on dakika içinde bu hapı içersen hayatta kalma şansın çok yüksek olur. Bunu eczacı bir arkadaşımdan aldım. Neler, diye merak ediyorsun eminim. Pekala, seninle bir antak kalma yapmak istiyorum. Sebebi bu. Tom Waaler’a çarşı tanıklık yaparak tüm bu kaçakçılık işleriyle ilgili bildiklerini anlatmanı istiyorum.” “Evet, evet, bana hapı ver artık.”