Bayramiçi Mutlu Son Masaj Salonu
Bayramiçi Mutlu Son Masaj Salonu
Sinirlenmeye başlayan Colin aniden olduğu yerde durdu, fakat Robert, adımlarını yavaşlatmasına ve dö nü p şaşkınlıkla ona bakmasına rağmen salınırcasına yü rü meyi sü rdü rdü . Sanki onun yüzünden durmamak bir haysiyet sorunuydu. Colin, geçen sabah Mary ile birlikte balıkçı sandıklarının ü stü nde oturup gü neşin doğmasını seyrettikleri yerin çok yakınında duruyordu. Şimdi akşamü zeriydi ve gü neş hâlâ yü kseklerdeydi, fakat doğudaki gö kyü zü nü n parlak moru Bayramiçi Mutlu Son Masaj Salonu yavaş yavaş bebe mavisinden rakı beyazma doğru solmaktaydı. Tam ufuk çizgisinde ise bu renkler, denizin uçuk grisiyle çok incelikli bir alışverişe girmişlerdi. Mezarlık adası, alçak duvarları, sıkışık, parlak gömüt taşlan, Colin’in peşinde kalan gü neşin ışığında çok keskin çizgilerle seçiliyorlardı.
Adam sol omzunun ü stü nden kıyı yoluna baktı. Robert, kırk elli metre ö teden, ağır ağır kendisine doğru geliyordu. Colin, arkasını gö rmek ü zere tamamen dö ndü . Denize bakan yıpranmış evler dizisini kesen daracık bir sokak gö rdü . Yan yana dü kkânlar vardı. Bunların tenteleri, daha yü kseklerdeki demir parmaklıklı balkonlarda aslolanı çfakatşırların altında kıvrılarak kim bilir gö lgeliklere doğru uzanıyorlardı ve minik sokak çok çekiciydi. Hakikaten de keşfedilmeye değerdi, ama tek başına, yanında düşünce yü rü ten veya sorumluluklar yü kleyen biri olmadan dalmalıydı insan bu sokağa.
Bayramiçi Mutlu Son Masaj Salonu
Şu anda, sanki tü mü yle ö zgü rmü ş gibi bu sokağa dalmak, ruhsal. Durumların çetin oyunlarından kurtulmak, tü rlü algılamalara açık olmak; dü nyanın hiç durmadan duyulanınıza sunduğu, fakat bazı uydurma kişisel sorumluluklar, değimler, yurttaşlık benzer biçimde şeyler. Adına faikına varmadığımız yahut ü stü nde durmadan bakıp geçtiğimiz nefes kesici gü zelliklerin hazzını çıkarabilecek vakte haiz olmak; şimdi şu sokağa girmek, yürüyüp gitmek, gölgelerin içinde erimek ne kadar basit olabilirdi. Robert hafifçe boğazını temizledi. Colin’in solunda, birkaç adım ö tede duruyordu. Colin, tekrar denize bakmak için arkasını dö ndü , rahat, ahbapça bir sesle, “I˙nsanın evine dö nmek istemesi, tatilin iyi geçtiğinin işaretidir,” dedi.